Kaliteli içerik yazmanın pek çok ölçütü bulunuyor. Ancak kötü içerik yazmak için yapmanız gerekenler çok daha az. Bunların neler olduğunu merak ediyorsanız, sizi şöyle alalım!
İçerik dünyasına adım atmak istiyorsanız, işinizde daha iyi bir noktaya ulaşmak için siz de sık sık bu alana yönelik okumalar yapıyor olmalısınız. Dolayısıyla şimdiye kadar dijital pazarlama stratejileri ve içerik üretiminin nasıl olması gerektiğine dair pek çok kaynakla karşılaşmış olduğunuza eminiz. Hatta blog sayfamıza geri döndüğünüzde, bizim de bu konuda epey bir söz hakkı aldığımızı görebilirsiniz.
Gerek marka gerekse de yazarların, içerik pazarlama alanında başarılı olmak adına uygulaması gereken pek çok “doğru” mevcut. Ancak iş “yanlış”lara gelince, bunların doğrulara göre çok daha keskin sınırlarının olduğu da bir gerçek. Söz konusu markalar olduğunda bu yanlışların çok daha teknik ve girift bir anlatım gerektirdiğini baştan söyleyelim. (İlerleyen zamanlarda bu konuyu da konuşuyor oluruz.) Ancak içerik yazarıysanız ya da olmak istiyorsanız; işinizde iyi veya kötü olmak, klavyenin başına oturmak kadar basit. Eh, tabii bir o kadar da zor!
Öyleyse şimdi, kötü bir içerik yazarı olmanın yazılı ve yazısız kurallarına bir bakalım:
Bu konunun bayrak taşıyıcısı ise şüphesiz virgül! Evet, yanlış okumadınız. Bu küçük ve sevimli işaret, noktalı virgülden bile daha çok yanlış kullanılıyor. Olmaması gereken yerlerde kullanılan virgüller, gereksiz es oluşturarak cümlenin bir solukta anlaşılmasına engel oluyor. Gereken yerlere konulmayan virgüllerden söz etmiyoruz bile! Sonraki safta da elbette noktalı virgül ve iki noktanın karıştırılması yer alıyor. Daha birçok örnek… Bu nedenle siz siz olun, noktalama işaretlerinin kullanımıyla ilgili özgüveninizi bir kenara bırakıp bol bol örnek okuyun.
Kullanıldığı anda samimi bir atmosfer oluşturan komik viral cümleler, konu yazılı içerik olduğunda bu etkisini kısa sürede yitiriyor. Bu nedenle sosyal medya gönderisi gibi anlık tüketime yönelik içerikler yazmayacaksanız, oluşturacağınız içeriklerde trend ifadelerden olabildiğince uzak durmalısınız. Aksi takdirde eğlenceli bir konuda içerik üretseniz dahi, okurda fazla “sulu” bir izlenim bırakabilirsiniz. Ayrıca yazınızın birkaç yıl sonra da okunacağını hayal edin. Modası geçmiş bir anlatım dili, verdiğiniz bilgilerin de artık geçerliliğinin olmadığını düşündürebilir.
Aslında şu da var ki bu durum, hitap ettiğiniz kitleye ve ele aldığınız konuya göre değişkenlik gösterebilir. Ancak pazarlama içeriği veya günlük yaşama yönelik yazılar yazıyorsanız, sözlük açmayı gerektiren kelimelerden mümkün olduğunca uzak durmalısınız.
Bu konuya, bir önceki başlığa bir süreliğine uyarak “galatımeşhur” kelimesiyle girmek istiyoruz. Bunun anlamını doğrudan Türk Dil Kurumu (TDK) güncel sözlüğünden alıntı yaparak açıklayalım: “Yaygınlaştığı için yanlışlığına önem verilmeden kullanılagelen söz, deyim, terim, yaygın yanlış.” Hatta aklımıza hemen gelen birkaç örnek verelim:
Söz konusu Türkçe ise neyin doğru neyin yanlış olduğunu bilmek, bazen dile en hâkim yazarlar için dahi zor olabiliyor. Bu nedenle yazımı hakkında en ufak şüpheye düştüğünüz, hatta bildiğinizi düşündüğünüz tüm kelimeleri TDK’nın hazırladığı Güncel Türkçe Sözlük’ten kontrol etmeniz çok önemli. İlk başlarda size yalnızca saniyeler kaybettirecek bu işlemin, ilerleyen süreçte büyük bir birikim olarak geri döneceğini unutmayın.
Edatlar bağlaçlar ve fiilimsilerle dolu bitmek bilmeyen cümleler kullandığınızda bir de üstüne üstlük noktalama işaretleriyle de bu durumun anlaşılma güçlüğünü azaltmadığınızda okurlarınız yazdığınız cümleleri tekrar tekrar okumak zorunda kalıp bir süre sonra yorularak sayfanızdan hızla çıkabilir hem de bir daha geri dönmemek üzere… Şimdi, nefesinizi düzenleyene kadar okumaya birkaç saniye ara vermeyi düşünebilirsiniz. 🙂
Bu konudaki en büyük yanlışlardan bir diğeri de art arda gelen cümlelerin aynı fiil ile bitmesi. O zaman söz buraya gelmişken, şöyle bir cümle örneği vermek boynumuzun borcu olsun:
“Bir konu hakkında detaylı ve özgün bilgiler edinmeye yardımcı olan içerikler, söz konusu alanda ilerlemek adına oldukça etkili bir kaynak olacaktır. Bu içeriklerin, kişinin mesleki ilerlemesinin yanı sıra kişisel gelişimine de katkısı olacaktır.”
Bu örnekteki tekrarlar, farklı bir renk ile vurgulamadığımız takdirde belki de birçok kişinin dikkatinden kaçabilirdi. Ancak siz dikkat edin, tekrarlar içeriklerinizin kalitesini düşürmesin!
“Bir cümlede aynı kelimeyi birden fazla kullanmaktan uzak durmanız gerekiyor. Bu genellikle göz ardı edilen bir kriter olmasına karşılık, nitelikli içerik üretiminin başat kuralları arasında yer almaktadır.”
Nasıl, okuyunca insanın tüyleri diken diken oluyor değil mi? 🙂
Geçmiş, şimdiki veya gelecek zaman kiplerinin bir arada kullanılması, bir olay veya durumun gerçekleşme sırasına göre aktarılması bakımından kabul edilebilir, hatta bazı durumlarda gereklidir. Ancak bu zaman kipleriyle sonlandırılmış bir cümlenin devamını da mümkünse aynı şekilde getirmelisiniz. Özetle geçmiş, şimdi ve geleceği ifade eden bir anlatımın ardından “-DIr” ve “-mAktAdIr” gibi geniş zaman kiplerine birden geçiş yapmamalısınız.
Evet, dijital içerik yazarlığında anahtar kelime kullanımı çok ama çok önemli. Ancak bu sadece arama motorları için geçerli, okur için ise pek değil. Gerçi son yıllarda yapılan güncellemeler doğrultusunda artık arama motorları da bu hilelere kanmıyor. Bu nedenle içeriklerinizde anahtar kelimelerin optimum düzeyde tutulması, homojen bir dağılıma sahip olması ve cümle içinde mantıklı kurgulanması gerekiyor.
Unutmayın; içeriklerinizde kullanıcıları rahatsız edecek tüm unsurlar, artık arama motorlarından da düşük not alıyor. Emin olun, şimdi değilse bile bir sonraki güncellemede bunun gerçekleşmesi an meselesi!
© Makevisible. Tüm hakları saklıdır.
Designed by ordek.co
Bir yanıt yazın